Anneyle eş arasında kalmak

26.06.2022
A+
A-
Anneyle eş arasında kalmak

Anneyle eş arasında kalmak geçmişten günümüze pek çok evliliği temelinden sarsmış, bazılarının da bitmesine sebep olmuş bir meseledir. Olayın temelinde, anne ile eş arasında gereken dengeyi sağlayamamak, her iki tarafın haklarını İslami açıdan hakkıyla yerine getirmemek vardır.

Anneyle eş arasında kalmak

Bazen işler öylesine kötü yola girer ki, anne veya eşten birini seçmeniz gerekebilir. Aslında işlerin bu noktaya gelmemesi için yapılabilecek bazı şeyler var.

Evlilik iki kişinin değil en iyi ihtimal ile iki tarafın ailelerinin birleştiği bir kurumdur. Belli ölçülerde karşılıklı haklar söz konusudur. Anne de eş de Allah’ın emanetidir. Ne eş istedi diye anneye zulmedebilir, ne de anne emretti diye eşine zulmedebilir. Kadın için de erkek için de kural budur; “Haklıya hakkını vermektir.”

Eşin, erkekte veya kadında, Allah tarafından tayin edilmiş beklediği hakları vardır. Anne bunları engelleyemez. Annenin de doğurduğu çocuğuna karşı hakları vardır. Eş onları engelleyemez.

Eşe eş gibi, anneye anne gibi davranmak zorundadır Müslüman. Bunun en doğal örneklerinden biri kadının kaynanasının olmadığı bir evde yaşama arzusudur.

Allah’ın dinine iman eden her mümin şunu bilir ki bir kadın nikahlandığında erkeğinden, içinde kaynana, kaynata, kayın, görümce gibi akraba bulunmayan müstakil bir ev talep etmesi, İslam dininin teminatı altındaki bir hakkıdır.

Dinimiz, hiçbir kadına, kaynanasıyla bir arada yaşama mecburiyeti getirmemiştir.

Kadın kendi rızasıyla, erkeğin ailesiyle birlikte aynı evde yaşamayı isterse, kabul ederse, bu onun iyiliği ve fazilet sahibi olmasına bağlıdır. Bunun daha ötesi yoktur. “Bunu kabul etmiyorum.” demesi hakkıdır. Anne, evladından hizmet görecektir, gelininden değil. Annenin yaşayacağı müsait bir ortam yoksa müstakil bir daire tutmak oğlunun görevidir.

Ev Huzuru ve Haklar: Gelinin Aileyle Yaşama Hakkı

Kaynana bir evde kalsın, gelin başka evde kalsın isteği yasal ve dini bir haktır. Eğer erkek buna mecbur kalırsa, bu hakka razı olacak. Ancak bu, İslam kültürüne ve erkeğin vicdanına uymayabilir. Huzursuz olabilir, her iki tarafı da olumsuz etkileyebilir.

Fakat olayın, biri takva diğeri de fetva yönü vardır. Esas olan da fetva yönüdür. Onun için gelin, kayınvalidesi ile aynı evde yaşamaya mecbur edilemez. Mecbur edilince evde huzur kalmaz. Akıllı erkek, evinde huzursuzluk çıkarmaz. Dine aykırı olmayan bir çare bulur.

İki taraf da çekirdek aile ve birey olma düşüncelerine sahip çıkmalı, eş ile aile arasında tercihe zorlanmamalı, her ikisinin de olması gerektiği sonucuna varılmalı, sınırları tanımayan veya yok sayanlar için ise gerekli önlemler alınmalıdır. Bu konuda da iki taraf iş birliği yapmalıdır.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, bir kadının, banyosu ve mutfağı ayrı olan bir evde eşi ile beraber kalmasını istemesi dinen hakkıdır. Erkek, kadını kendi ailesiyle aynı çatı altında birlikte yaşamaya zorlayamaz. Bu hakkı, nikah masasında konuşarak iptal ettirmedikçe kalıcıdır. Allah’ın tanıdığı bu hakkı kimse alamaz. Buna örf ve saire alet edilemez. Erkek de bu durumu ebeveynine nezaketle izah etmelidir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.