Günümüz aile içi iletişiminde sevgi ve saygı

26.06.2022
A+
A-
Günümüz aile içi iletişiminde sevgi ve saygı

İslam’a göre eşlerin birbirlerini yaratılış özellikleri, fıtrî yapıları, psikolojik özellikleri itibarıyla tanımaları, karşılıklı hak, görev ve sorumluluklarının farkında olmaları iletişimde önemli bir unsurdur. Bilgi ve iletişim araçlarının geliştiği günümüzde toplumunda, kültürel ve ekonomik şartlara göre değişen ve gelişen aile yapısında, aile bireyleri arasındaki uyumu ve birlikteliği sağlamak zorlaşmıştır.

Günümüz aile içi iletişiminde sevgi ve saygı

Bunun sonucu olarak aile içi iletişim bozulmuş ve kuşaklar arası çatışmalar da artmıştır. Aslında aile olmak, yalnız akrabalık bağı olan bireylerin aynı çatı altında yaşamaları, aynı evi paylaşmaları demek değildir. Evi paylaşmak, aynı zamanda hayatı paylaşmayı da gerektirir. Hayatı paylaşmak da sadece evde iş bölümü yapmak değildir. Evde sadece maddî şeyler değil, duygular da paylaşılırsa hayat paylaşılıyor demektir. Hayatı paylaşmak, hayatın güçlüklerini beraber aşmak, hüzün ve sevinçlerini beraber yaşamak demektir.

Sosyal bir varlık olan insan iletişim kurmadan yaşayamaz. Çünkü insanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşırlar. Sağlıklı bir aile içi iletişim, aile fertlerinin karşılıklı olarak birbirlerini anlaması, konumlarını takdir etmesi ve uygun zamanda uygun davranışı sergilemeleriyle olur. Aile bireylerinin empati kurması, diğerini ötekileştirmemesi, hatalar, yanlışlıklar ve olumsuzluklar üzerinden konuşmamaları da iletişimin kalitesi arttıran ve aileye huzur sağlayan en önemli etkenlerin başında gelir.

Mutlu, huzurlu, sevgi dolu bir aile olmak için anne, baba ve çocukların karşılıklı sevgi ve saygı içerisinde bütünleşmeleri gerekir. Yalnızca anne-babanın çocuğunu sevmesi yetmez, birbirlerini sevip saymada da çocuklarına da örnek olmaları gerekir. Sevgi vermektir, almak değil. Sevgi emek ister, fedakârlık gerektirir.

Sevgiden ve saygıdan yoksun, üslup olarak ta yanlış olan iletişimler ise aile içi sorunlara yol açan nedenlerin başında gelir. Böyle bir iletişim, ailenin varlığının korunmasını güçleştirir, aile üyelerinin sosyal ve ruhsal kimliklerini bozar; böylece aile, toplumsal yapı içerisinde hasta bir kurum haline gelir ve darmadağın olur.

Aile içi iletişimde kullandığımız dil ve üslubumuz, sergilediğimiz tavır ve davranışlarımız tıpkı bumerang gibidir. Ne kadar uzağa fırlatılsa da, aradan uzun zaman geçse de mutlaka bize geri döner. Çünkü “üzüm üzüme baka baka kararır. Ağaca çıkan keçinin ağaca çıkan oğlağı olur.” Ne ekersek onu biçeriz.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.