Ekranlardaki Sessiz Tehlike: Siber Zorbalık

02.09.2025
A+
A-
Ekranlardaki Sessiz Tehlike: Siber Zorbalık

Klinik Psikolog Ahmet Burak Can, siber zorbalığın çocuklar üzerindeki etkilerini ve dijital ebeveynliğin bu tehlikeyle mücadeledeki önemini Aile Gazetesi’ne yazdı.

İletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerin de etkisiyle dijital kullanımı, günlük hayatımızda önemli bir yer edindi. Ancak hayatın her alanında olduğu gibi dijital mecraları da yalnızca iyi veya kötü olarak ele almamak gerekmektedir. Dijital mecralar, fırsatları ve rahatsız edici tehdit unsurlarını beraber içermektedir. Ekranlardaki tehditlerden birisi de “siber zorbalık” olarak karşımıza çıkmaktadır. RTÜK tarafından yapılan Çocukların Yeni Medya Kullanım Alışkanlıkları ve Siber Zorbalık Araştırması’nda çocuklar, internette en rahatsız oldukları durumu siber zorbalık olarak belirtmişlerdir. Bu çocukların önemli bir kısmı, bu durumu aileleri ile de paylaşmadıklarını ifade etmişlerdir. Bununla birlikte birçok akademik çalışma da bize siber zorbalığın başta çocuklar olmak üzere tüm dijital kullanıcılarının karşılaştıkları büyük bir tehdit olduğunu göstermektedir.

Siber zorbalık, bir grup veya bir kişi tarafından başka bir kişiye dijital mecralar aracılığıyla kasıtlı olarak yapılan saldırı eylemleridir. Bu zorbalık (saldırgan ve rahatsız edici davranışlar); sosyal medya platformları, sohbet odaları ya da anlık mesajlaşma gibi yollarla gerçekleşebilir. Siber zorbalık mağduru olan çocuklarda akademik başarıda düşüş, sosyal ilişkilerde bozulma, depresif duygudurum, kendine olan saygısında düşüş, kendine zarar verme davranışları, umutsuzluk, kaygı, utanç, öfkeli hal, panik, çaresizlik hissi görülebilir. Bununla birlikte iştah kaybı, uykusuzluk, bulantı ve ağrı gibi fiziksel belirtiler de meydana gelebilir.

Dijital Tehlikeler Karşısında Aile Nasıl Kalkan Olur?

Siber zorbalıkla mücadele etmede devletin, ailelerin ve eğitimcilerin önemli sorumlulukları vardır. Çocukları ve gençleri siber zorbalık mağduru olmaktan korumak için ailelere düşen sorumlulukların başında hiç şüphesiz önce anne ve babanın, kendi ekran kullanımlarını düzenlemesi, sağlıklı biçimde inşa etmesi gelmektedir. Hayatın birçok alanında olduğu gibi burada da çocuklar, onların davranışlarını izleyip kendi davranışlarını geliştirecektir.
Anne-baba, çocuklarının yaşamına eşlik eden güçlü ve samimi bir iletişim inşa etmelidir. Aile içerisinde “ekransız saatler” planlanmalıdır. Nitekim bu saatlerdeki sohbetlerin, yemek sofralarının iletişim açısından çok daha güçlü ve verimli olduğunu akademik çalışmalar göstermektedir.

Anne ve babalar, “dijital ebeveynlik” davranışları geliştirmeli, çocuklarının ekran ile olan temasına mutlaka rehberlik etmelidir. Anne-babanın kendi ekran süresini kontrol edebilmesi, çocuğuyla onun ekran deneyimi hakkında sohbet etmesi, dijitalde uygun olanı ve olmayanı nedenleriyle açıklaması, çocuğunun dijitalde zaman geçirdiği ortamları takip etmesi siber zorbalık karşısında koruyucu işlev görecek bazı dijital ebeveynlik davranışlarıdır.

Dijital Mahremiyet Bilinci Ailede Başlar!

Dijital mecralarda anonim (kimliği gizli) olma durumu, siber zorbalığı tetikleyen unsurlardan birisidir. Dolayısıyla çocukların ve ergenlerin, anonim kimlikli kişiler ile ekranlar aracılığıyla iletişime geçmesi ve paylaşımda bulunması risk teşkil etmektedir. Bu kişiler ile temastan, paylaşımdan uzak durulması çocukların bu zorbalıktan korunması için oldukça önemlidir.

Bununla birlikte ailede dijital mahremiyet şuuru geliştirilmeli ve çocuklara da bu bilinç kazandırılmalıdır. Çocuklar dijital mecralarda yaptıkları paylaşımların kaybolmayacağını, art niyetli kişilerin de burada olabileceğini bilmeli ve buna göre davranışlar sergilemeyi öğrenmelidir.

Siber zorbalığa uğrayan çocukları öncelikle yargılamadan dinlemeli ve güvende olduklarını hissettirmelidir. Bu süreçte aile, çocuğuna değerli olduğunu hissettirmelidir. Ayrıca durum, çocuğun eğitimcileri ve okulun rehberlik uzmanı ile paylaşılmalıdır. Çocuk ve aile, bu süreçte psikolojik destek almaktan çekinmemelidir.

Öte yandan siber zorbalık vakalarında bazen zorbalığı yapan da bir çocuk olabilmektedir. Bu çocuklarda yalnızlık, dışlanmışlık hissi, empati becerisinde düşüklük gibi durumlar görülebilir. Bu çocuklar da psikolojik açıdan desteklenmeli, psikolojik iyi oluşlarının sağlanması için çaba gösterilmelidir.

Son olarak siber zorbalığın yalnızca çocuklar arasında gelişmediği, yetişkinlerin de bu zorbalığın mağduru olabildiği unutulmamalıdır. Yetişkinler de ekran kullanımına dikkat etmeli, gerekli durumlarda hukuki veyahut psikolojik destek almaktan çekinmemelidir.

Klinik Psikolog Ahmet Burak Can 

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.