Johannes Gutenberg’in 1439’da matbaayı icat etmesinden bu yana, bilgiyle kurduğumuz ilişkide belki de en köklü dönüşümlerden birini yaşıyoruz. Matbaanın da ilk yıllarında kimse, bu teknolojinin Reform’u ateşleyeceğini, Katolik Kilisesi’nin sarsılmaz otoritesini zayıflatacağını, modern bilimin temellerini atacağını, yepyeni meslekler ve endüstriler doğuracağını, hatta çocukluk kavramımızı bile yeniden şekillendireceğini tahmin edememişti. Oysa...