Türk Mitolojisi ve Efsanelerinde Aile: Kadim Anlatılarda Aile Birliği

Efsaneler, yalnızca geçmişin birer hatırası değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizi şekillendiren ve nesilden nesile aktarılan güçlü anlatılardır. Peki, Anadolu’nun kadim ruhunu yansıtan bu hikâyeler, aile yapımızı ve toplumsal değerlerimizi nasıl etkilemiştir? Gelin, bu büyüleyici anlatıların izini birlikte sürelim…
Anadolu efsanelerinin temelinde, hem eski Türk mitolojisinin izlerine rastlanır hem de Anadolu’ya yerleşildikten sonra burada bulunan inançlar ve İslami unsurlar kendine yer bulmuştur. Efsaneler, halkın inanarak anlattığı ve dilden dile yayılan hikâyelerdir. Samimiyetle aktarılan bu anlatılar, halkın bilinç dünyasını günümüze taşır.
Türklerde Aile Ocağı: “Odsuz Ev Kutsuz Ev”
Ocak ve ateş, eski Türklerde kutsal sayılırdı. Mitolojide, tanrılar tarafından hediye edilen ateşin her boyda farklı hikâyeleri anlatılır. Kâinatın temeli olan dört unsur, tanrılar tarafından insanlar için yaratılmıştır. Türk mitolojisinde de benzer bir anlatı mevcuttur. Ateş, aileyi temsil eder ve ocak, aileyi bir arada tutan unsurdur. Orta Asya’dan bu yana aile fertleri ocak etrafında toplanır, hikâyeler anlatılır, yemekler yenir. Modern döneme kadar Türk ailelerinde birliği sağlamış ve kutsallığını korumuştur.
Görsel 1. Ateş başında toplanan Türk ailesi imgesi
Eski Türklerde evin hanımı, her sabah bir ardıç dalıyla ateşi tutuşturur ve bu dal ile evin odalarını takdis ederdi. Yanan ateş, tanrıyı hatırlatır, tanrının nimetlerinden biri olarak kutsal kabul edilirdi. Türk deyimlerine de yerleşmiştir. Bir kurban adanırken “Od ata, od ana” duaları edilir. Evde kalan en küçük erkek evlat, od bekçisidir ve aile evinin devamını sağlar.
Efsanelerde de mitolojilerde olduğu gibi aile kutsaldır. Aile genellikle çekirdek hâlinde anlatılır, akrabalar efsanelerde nadiren görülür. Anne, baba ve çocuklar arasındaki sevgi ve saygı bağı esastır. Aile birliğini bozmak, tanrılar tarafından hoş karşılanmaz ve toplumda da kınanır.
Efsaneler, Türk halkının inanışlarından doğduğu için olağanüstü unsurlar içerse de toplum bilincini şeffaf bir şekilde yansıtır. Ailede kadın ve erkek eşittir, ancak bu eşitlik adalet, sevgi ve saygı temeline dayanır. Yiğitlikte erkeğin üstünlüğü aranır. Kötü olaylar yaşandığında aile fertleri Allah’a sığınır, ancak aile birliği hiçbir şartta bozulmaz. Sevgi, her daim en büyük bağdır. Ölüm ve taş kesilme, iyiler için mükâfat, kötüler için ise cezadır. Allah’ın isteklerine uygun yaşayan iyiler için her zaman bir kurtuluş yolu vardır.
Aile Birliğinin Temelinde Sevgi Bulunur
Türk kültürünün her döneminde anlatılarda aile birliği, aile sevgisi ve bağlılık yüceltilir. Fakir, kendi halinde sevgi dolu bir ailede yaşamak saraylarda yaşamaktan daha evladır. Aile düzeninin başka sebeplerle bozulması Allah’ın da hoşuna gitmez. Türkcevher efsanesinde çekirdek ailesiyle mutlu bir hayat yaşayan güzel bir kız padişah tarafından beğenilir. Bağdat seferi dönüşü padişahın adamları kızı alıp saraya götürmek isterler. Kız ailesinden ayrılmak istemez, yolda secdeye varır dua eder. Allah’tan onu bu diyardan uzaklaştırmasını ister. Duası kabul olur ve kız secdede vefat eder. Padişah sarayına gidiyor dahi olsa mutlu yuvasını bırakmak istemeyen kızın duaları kabul olur.
Görsel 2. eski Türk ailesi
Kardeşlik ve Dayanışma Bereket Getirir
Kadınhanı efsanesinde, biri evli, biri bekar iki kardeş, buğday hasadı yapar. Evli kardeş, bekârın evleneceğini düşünerek ona fazla pay ayırır. Bekâr kardeş de abisinin ailesini düşünerek onun payına ekleme yapar. Sonunda buğdaylar öyle bereketlenir ki bir hafta boyunca taşısalar da bitiremezler.
Çocuklara Öğretilen Değerler
Hak yememek, dürüst olmak, hırsızlıktan kaçınmak, Türk kültüründe en önemli değerler arasındadır. Niyet efsanesinde, Sultan Murat, Bağdat seferinde bir kadının çocuğunu dövdüğünü görür ve sebebini sorar. Kadın, henüz vergisi ödenmemiş olan bağdan üzüm kopardığı için çocuğunu cezalandırdığını söyler. Bu efsane, halkın devlete bağlılığını ve ahlaki değerleri çocuklarına nasıl aşıladığını gösterir.
Ailenin kendinden önce devlet üstünlüğünü tanıması aynı zamanda toplumla beraber yaşamanın öneminin, ailelerinin birbirine verdiği değerin, bağlılığın, birliğin işaretçisidir. Efsanelerde yüceltilen değerler, Türk töresinin ve geleneklerin eski Türk ailelerinde, Anadolu’da nasıl asırlarca yaşatıldığının cevaplarıdır.
Görsel 3. eski Türk ailesi
Vatansever Yiğit ve Cesur Türk Kadınları
Türk destanlarında kadınlar, eşleriyle omuz omuza savaşır. Manas Destanı’ndaki Kanıkey Hatun ve Dede Korkut Hikâyelerindeki Banı Çiçek, bunun en bilinen örneklerindendir. Anadolu efsanelerinde de bu anlayış devam eder.
Kara Fatma Hatun, Maraş’a yerleşmiş bir beyin kızıdır. Eşi vefat edince oğlu Süleyman ile kalır. Maraş’ı almaya gelen beyliklere karşı oğlunu cesaretlendirir, savaş meydanında destek olur. Onun sayesinde zafer kazanılır, padişah oğlunu paşa yapar.
Türk geleneğinde kadın ve erkek arasında tam bir eşitlik vardı. Kadınlar eşlerinin de kendileri gibi yiğit olmasını hatta kendilerinden bu anlamda üstün olmalarını isterlerdi. Beylerinden bir öncülük beklerlerdi. Aile kurulurken bu hususa özellikle dikkat edilirdi.
Yörük Kızı efsanesinde, bir delikanlı, kendisini kurtaran yörük kızına aşık olur ve onu babasından ister. Ancak yörük beyi, damadın yiğitliğini sınamak ister. Delikanlı bir dövüşe girer ve rakibini yener. Ancak yenilen kişinin, maskesini çıkarınca yörük kızı olduğu anlaşılır. Böylece iki genç severek evlenir.
Anne- Baba Rızası
Anne babanın evlatlarına, evlatların da ailelerine karşı sorumlulukları vardır. KızMusa efsanesinde, bir kız, Musa adlı gençle gizlice görüşür ve kaçar. Babası arkalarından gitmez, köylülerin de gitmesine engel olur. Daha sonra gençleri taş kesilmiş hâlde bulurlar.
Türk efsanelerinde, aileyi hiçe sayan kararlar genellikle taş kesilme ile cezalandırılır. Bu anlatılar, aile rızasının ve toplum içindeki uyumun ne kadar önemli olduğunu vurgular.
Kaynak: Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi