İnsan Eliyle Hazırlanmış Kıtlık: Gazze Açlığa Mahkûm!

24.07.2025
A+
A-
İnsan Eliyle Hazırlanmış Kıtlık: Gazze Açlığa Mahkûm!

Siyonist İsrail rejiminin aylardır süren kuşatma ve yardım engelleme politikaları sonucunda Gazze, insan eliyle oluşturulmuş bir kıtlığın pençesinde. Son 48 saatte açlıktan hayatını kaybedenlerin sayısı 20’ye ulaşırken, Ekim 2023’ten bu yana çoğu çocuk olmak üzere en az 101 kişi açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle şehit oldu.

Yerinden Edilenler: Her Şeyi Yitirenler

Gazze’de nüfusun yaklaşık %90’ı yerinden edildi. 2,3 milyonluk bölgede 2 milyon insan defalarca göç etmek zorunda kaldı. İsrail’in bombardıman ve sürgün politikaları nedeniyle insanlar derme çatma çadırlarda, hijyenin olmadığı, hastalıkların yayıldığı okul ve moloz yığınlarında yaşamaya mahkûm edildi. Çoğu, kadın ve çocuk olan bu sivillerin temel ihtiyaçlara erişimi yok. Lavabolar yetersiz, suya ulaşmak bile büyük bir mücadele. Refah Sınır Kapısı’nın öte yakasında bekleyen tonlarca yardım varken, içerideki halk bir yudum su ve bir lokma ekmek için ölüme yaklaşıyor.

Gazze-2025

Yardım Konvoylarına Açılan Ateş: Açları da Vuruyorlar

Gazze’de yaşananlar sadece açlıkla sınırlı değil; yardım bulmaya çalışanlar da hedefte. Geçtiğimiz günlerde Gazze’nin kuzeyinde ağır hasar görmüş bir bölgeye girmeye çalışan 25 kamyonluk yardım konvoyunun başında bekleyen kalabalığa İsrail askerleri ateş açtı. Görgü tanıkları, BM yetkilileri ve Gazze Sağlık Bakanlığı bu saldırıyı doğruladı. Aç insanlar, kendilerine uzatılan bir torba unun peşinden giderken kurşunlara hedef oldu. Bu, yalnızca aç bırakmakla yetinmeyen; yaşamak için çırpınanları da öldüren bir zihniyetin göstergesidir.

Gazze Sağlık Bakanlığı: “38 Hastaneden Sadece 16’sı Ayakta”

Gazze’de sağlık sistemi çökmüş durumda. Saldırılarla harabeye dönen hastaneler ilaçsız, elektriksiz ve personelsiz çalışmak zorunda bırakılıyor. Sağlık çalışanları açlık ve yorgunluk nedeniyle bayılıyor. UNRWA Komiseri Philippe Lazzarini, yaşanan tabloyu “Yeryüzünde bir cehennem” olarak tanımlıyor.

UNRWA: “6 Bin Tır Yardım Sınırda Bekliyor, İsrail İzin Vermiyor”

Gazze’nin hemen dışında, UNRWA depolarında üç ay boyunca tüm nüfusa yetecek gıda stoku bulunmasına rağmen, İsrail bu yardımların girişine izin vermiyor. 6 bin yardım tırı sınırda çürütülürken içeride insanlar 1 kg una 30, 1 kg şekere 100 dolar vermek zorunda. Mısır ve Ürdün’de bekleyen yardım konvoyları haftalardır Gazze’ye yeşil ışık bekliyor.

Bir Gazetecinin Feryadı: “Gazze Ölüyor ve Biz Onunla Ölmekteyiz”

Al Jazeera muhabiri Enes el-Şerif’in mesajı dünyaya haykırıyor: “Açlıktan boğuluyorum, bayılmak üzereyim ama kameranın önünde istikrarlı görünmeye çalışıyorum. Gazze ölüyor ve biz onunla birlikte ölüyoruz. Bugün harekete geçilmezse, yarın Gazze’de kurtarılmayı bekleyen kimse kalmayacak.” dedi.

ABD ve Batı: Sessiz İşbirlikçiler

İsrail’in sivilleri açlığa mahkûm etmesi, yardım konvoylarını engellemesi ve Filistin halkını sistematik biçimde yok etmesine karşı  soykırımın 1 numaralı finansmanı ve İşgalci İsrail’in dostu olan ABD başta olmak üzere İngiltere, Kanada, Japonya gibi devletlerin de aralarında bulunduğu 25 ülke, 22 Temmuz’da ortak bir açıklama yayınlayarak “Gazze’deki savaş hemen sona ermeli” çağrısı yaptı.

Birleşmiş Milletler ve Batılı liderler birkaç cümlelik diplomatik açıklamalarla yetinirken, Gazze halkı her gün biraz daha aç, biraz daha yorgun, biraz daha yalnız bırakılıyor. Oysa ki yardımlar hemen sınırın öbür tarafında bekliyor. İsrail sadece gıda değil, insanlık geçişine de izin vermiyor.

Bir Kuşak Değil, Bir Soy Yok Ediliyor!

İşgalci İsrail’in sivilleri, özellikle de kadın ve çocukları sistematik şekilde hedef aldığı bir soykırımda bombardımanlar sadece hayatları değil, nesilleri de yok ediyor. İsrail, Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de 2.600’den fazla Filistinli aileyi yok etti. Artık, Gazze’de aile diye bir şey kalmadı. Bir binaya düşen bomba, bazen üç kuşağı tek seferde yok ediyor. Artık bir kuşak değil; bir soy siliniyor.

Bir çocuğun adını taşıyacak bir anne ya da babanın kalmadığı, kardeşlerin birlikte toprağa verildiği bir yıkım yaşanıyor. Gazze’de yok edilen sadece bedenler değil; bağlar, hafızalar, aileler ve geleceklerdir. Bu, yalnızca bir soykırım değil; insanlığın köklerine yönelik küresel bir soykurutmadır.

İsrail’in Gazze’de yürüttüğü açık ve kanlı kıyım ile dünyanın dört bir yanında aileyi hedef alan kültürel ve ideolojik saldırılar aynı merkezden beslenmektedir. Terör devleti İsrail’i destekleyen şirketlerin aynı zamanda cinsiyetsizleştirme politikalarını finanse etmesi bir rastlantı değildir. Bir yanda bombalarla bir halk yok edilirken, öte yanda aileyi, anneliği, babalığı ve nesli yok eden projeler sessizce ilerlemektedir.

Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik Endeksi’ndeki ülkelerin tamamı doğum oranlarında 2,1’in altındayken, tek bir istisna vardır: 2,9 doğum oranıyla İsrail. Bu sadece bir istatistik değil; korunmak istenen yapının, planlanan geleceğin ve hedef alınan toplumların göstergesidir.

Bu nedenle Gazze’de bugün tanık olduğumuz kıyım yalnızca coğrafi bir trajedi değil; insanlık tarihinin köküne, yani aileye, nesle ve soya yönelmiş bilinçli bir saldırıdır. Gazze’yi savunmak, yalnızca Filistin’i değil; aileyi, insanı ve insanlığın devamını savunmaktır.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.