RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, gündüz kuşağında “Aile Dostu Yayın Saati” uygulanacağını açıkladı. Seçici kurul, içerikleri denetleyecek; güvenilir programlar logoyla işaretlenecek ve teşvik edilecek.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, televizyon yayınlarında toplumsal sorumluluğu artıracak önemli bir yeniliği duyurdu. Özellikle gündüz kuşağında belli saatlerin “Aile Dostu Yayın Saati” olarak tanımlanacağını belirten Şahin, bu saatlerde ekranlara gelecek programların şiddetten uzak, aile birliğini koruyan ve kültürel açıdan değer taşıyan içeriklerden oluşacağını söyledi. Şahin, mevcut yönetmeliklerde gece yarısından sabah 5’e kadar olan sürenin “korumalı saat” olarak kabul edildiğini hatırlattı ve ekledi:
“Biz bu uygulamayı gündüz saatlerine de genişletmek istiyoruz. Çünkü çocukların, yaşlıların ve kadınların yoğun şekilde ekran başında olduğu bu zaman diliminde yayınların daha özenli olması gerekiyor.”
RTÜK bünyesinde kurulacak seçici kurul, yayınları içerik açısından inceleyerek onaylayacak. Onay alan programlar, ekranın bir köşesinde “Aile Dostu Yayın” logosuyla işaretlenecek. Böylece izleyiciler, karşılarında güvenilir ve toplum değerlerine uygun içeriklerin olduğunu kolayca anlayabilecek.
“İzleyici o logoyu gördüğünde, karşısındaki içeriğin güvenilir olduğunu bilecek. Kamu yararını gözeten, toplumsal değerlere duyarlı, yenilikçi programların yaygınlaşması hem izleyiciye hem sektöre katkı sağlayacaktır.” dedi. Şahin, bu sistemin sadece denetim değil, yapımcıları da kaliteli içerik üretmeye teşvik eden bir fırsat olduğunu vurguladı.
Yeni uygulamanın parçası olarak hayata geçirilmesi planlanan Aile Dostu Sertifika Sistemi ile kültür ve sosyal hizmetler bakanlıklarıyla iş birliği yapılacak. Aile ve çocuk dostu yapımlar sertifika alacak ve bu yapımlar reklam gelirlerinde avantaj, mali destek ve yayın saatlerinde öncelik gibi teşviklerden yararlanabilecek. Şahin, ilk sertifikaların ağustos ayında verilmesinin hedeflendiğini belirtti.
“Aile Etki Değerlendirme Raporu” ile diziler ve benzeri yapımlar birkaç bölüm yayınlandıktan sonra topluma etkileri bakımından analiz edilecek. Bu raporlar, hem sertifikalandırmada hem de kamuoyuna rehberlikte kullanılacak. Şahin, “Buradan elde edilecek bulgular da hem sertifikalandırmada hem de kamuoyuna rehberlik etmede kullanılacak” dedi.
Televizyonların toplumun sesi ve gözü olduğunu ifade eden Şahin, şöyle konuştu: “Televizyonlarımız bizim göz bebeğimizdir. Ama bu göz bebeği, sadece izlenme kaygısıyla her türlü içeriği meşrulaştıran bir mecra haline getiremeyiz. Televizyonlarımızı koruyoruz ama onlar da kamu yayıncılığı kimliğini korumak ve güçlendirmek zorunda. Bu dengeyi birlikte kurmak, bu sorumluluğu birlikte taşımak zorundayız” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Kaynak: Yeni Şafak
