Anormalin Normalleşmesi ve Normalin Marjinalleşmesi

Her geçen gün daha fazla dile getirilen bir söylem var: “Aile kurumu saldırı altında.” Ben bunu doğru, hatta eksik buluyorum. Bugün sağlıklı, doğru, güzel ve iyi olan her şey saldırı altında…
“Cinsiyetçi içerik”e de bakın
Günümüz popüler kültüründe, doğal ve sağlıklı olanın “anormal” olarak etiketlendiği ve zararlı, sağlıksız içeriklerin normalmiş gibi sunulduğu bir dönemden geçiyoruz. Bu durumun somut bir örneği, Volkswagen’in İngiltere’de yayınlanan bir reklamının cinsiyetçi bulunarak yayından kaldırılmasıdır. Reklamda, bir kadının bebeğiyle parkta ilgilenmesi, zararlı bir cinsiyet klişesi olarak değerlendirilmiştir.
Volkswagen’in açıklamasına rağmen, reklam üç kişinin şikayeti üzerine yayından kaldırılmıştır. Bu olay, sağlıklı ve doğal olanın “kötü ve zarar verici” olarak etiketlenmesinin bir örneğidir.
Köpekle evlilik(!)
Medyanın çelişkili tutumu, diğer örneklerde de görülmektedir. Eski model Elizabeth Hoad’ın bir köpekle evlenmesi ve bunun “şirin ve esprili” bir haber olarak sunulması, sağlıksız ve anormal olanın normalleştirilmesine bir örnektir. Aynı durum, ağaçla evlenen bir kadın haberi için de geçerlidir. Medya, bu tür anormal olayları pozitif bir yaklaşımla sunarken, sağlıklı ve doğal olanı sistematik olarak eleştirmektedir.
“Dayatma” diyerek dayatmak
Aile kurumu ve sağlıklı yaşam tarzları saldırı altındadır. Medyada yalnız ve kariyer sahibi kadınların övülmesi, çocuksuzluğun mutluluk olarak sunulması gibi dayatmalar, sağlıklı aile yapısının zayıflatılmasına yöneliktir. Eşcinsel evlilik propagandası yapan bazı aktivistler, evlilik kurumunun tamamen ortadan kalkması gerektiğini savunmaktadır.
Sonuç olarak, günümüzde sağlıklı ve doğal olan her şey saldırı altındadır. Bu yazı, anormalliklerin normalleştirilmesine karşı bir farkındalık oluşturmayı amaçlamaktadır.
Yazar: Murat Soydan
Kaynak: Lacivert Dergisi