Ev ve Ailenin İmarı: Büyükşehirde Aile Olmanın Temelleri
Ev, sadece bir barınak değil, bir ailenin kimliğini, kültürünü ve değerlerini taşıyan bir dünyadır. Anadolu kültüründe “evlenmek” veya “aile kurmak” gibi ifadeler, evin yalnızca dört duvarla sınırlı olmadığını, içinde hayatın, ilişkilerin ve anlamın şekillendiğini anlatır. Aile, evde bir araya gelir, ev de ailenin varlığını hissedilir kılar.
Türk evlerinde “ocak” kelimesi, sadece bir ısınma yeri değil, aynı zamanda ailenin ruhunun oturduğu bir mecra olarak da anlam bulur. Geleneksel evlerde, her oda, her köşe, o ailenin yaşamını, geçmişini ve kültürünü yansıtır. Ev, yalnızca fiziksel bir yapı değil, bir kimliktir. Bu kimlik, evin içinde varlık bulan ailenin ruhunu şekillendirir.
Evin Mimarisi ve Aile Birlikteliği
Bir evin şekli, ailesinin yaşam biçimiyle doğrudan ilgilidir. Geniş ailelerin, çocukların, ebeveynlerin farklı ihtiyaçları, evin her alanında kendini gösterir. Evdeki odaların sayısı, yaşam alanlarının düzeni, bir ailenin birlikte var olma biçimini yansıtır. Ancak, şehirleşmenin etkisiyle evler, giderek daha fazla “tek düze” hale gelir. Apartman dairelerinde, ailelerin sosyal bağları zayıflar, çünkü evler artık sadece barınma değil, birbirinden uzak yaşam alanlarına dönüşür.
Büyük şehirlerde ise, evin tasarımı ve içinde yaşayanların sosyal ilişkileri arasındaki bağ kopmaya başlar. Yüksek binalarda, sıkışık alanlarda, komşuluk ilişkileri genellikle kaybolur. Herkes kendi dünyasında, kendi duvarlarının içinde yaşar. Oysa ev, sosyal bağların kurulduğu, paylaşılan bir alan olmalı. Çocukların dışarıda oynayabileceği alanlar, ebeveynlerin birbirleriyle vakit geçirebileceği köşeler, komşularla bir araya gelinebilecek yaşam alanları evin ruhunu oluşturur.
Büyükşehirlerde Aile Yaşamının Dönüşümü
Şehir hayatı, aileyi yalnızlaştıran bir yapıya dönüşürken, ev de sadece beton yığınına, duvarlara ve odalara dönüşür. Fakat gerçek anlamda bir ev, içine giren her bireyi kucaklayan, ait hissettiren bir yerdir. Evin tasarımı, sadece içindeki kişilerin ihtiyaçlarını karşılamakla kalmamalı, aynı zamanda onların ruhuna dokunmalı, ait olduklarını hissettirmelidir. Bu nedenle, evin mimarisi, ailenin kültürel değerlerini, ruhunu ve ilişkilerini yansıtan bir şekle bürünmelidir. Ailenin en mahrem sığınağı olan ev, yalnızca inşaat ve gayrimenkul perspektifinden değil, insanın ve ailenin ruhunu taşıyan bir yaşam alanı olarak tasarlanmalıdır.
İstanbul Aile Vakfı “Büyükşehirde Aile Olmak” Çalıştayı Düzenleyecek!
İstanbul Aile Vakfı tarafından organize edilen “Aile Çalıştayı” etkinliği, 30 Kasım 2024 tarihinde İstanbul Ticaret Üniversitesi Sütlüce Yerleşkesi’nde gerçekleşecek. “Büyükşehirde Aile Olmak” başlığıyla düzenlenecek çalıştayda, büyükşehirlerdeki demografik istatistiklerin alarm verdiği konular ele alınacak.
Kaynak: Sosyoloji Dergisi 21. Sayı