20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde, bir tarafta güvende olan çocuklar, diğer tarafta ise hakları çalınan Filistinli çocuklar… Çocuk hakları sadece bir söz mü, yoksa tüm dünya çocukları için gerçek bir umut mu?
Her yıl 20 Kasım’da kutlanan Dünya Çocuk Hakları Günü, Birleşmiş Milletler’in 1989’daki Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni temel alır. Bu özel gün, geçmişi veya uyrukları ne olursa olsun, tüm çocukların haklarını ve refahını savunmanın önemini vurgular. Ancak, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalayan ülkelerden biri olan işgalci İsrail, söz konusu hakları savunma taahhütlerinde bulunmasına rağmen, Gazze’deki çocuklar için bu durum tam tersi bir hal almıştır.
İşgalci İsrail’in 7 Ekim 2023’te şiddetini arttıran saldırıları, Filistinli çocuklara yönelik uygulamalarında bir dönüm noktası gibi görünse de, bu insanlık dramı çok daha eski bir geçmişe dayanmaktadır. İsrail’in kuruluşundan bu yana Filistin topraklarında süregelen işgal, saldırılar, yerinden etmeler ve ablukalar, Filistinli çocukların ve ailelerinin temel haklarını ve insani yaşamlarını ellerinden almıştır.
İşgalci İsrail’in Gazze’ye yönelik gerçekleştirdiği saldırılar, sadece Filistin halkının değil, özellikle çocukların yaşamını tehdit eden büyük bir felakete yol açmıştır. Son verilere göre İsrail saldırılarında 17.492 çocuk katledildi. 825, bir yaş altı çocuk ise bu saldırılar nedeniyle yaşamını yitirdi. Bu sonuçlar, Birleşmiş Milletler’in çocuk haklarını koruma amaçlarının tamamen ihlal edildiğinin göstergesi niteliğindedir. Gazze’deki 35.060 çocuk ebeveynlerini kaybetmişken, 3.500 çocuk ise açlık ve kötü beslenme nedeniyle ölüm riskiyle karşı karşıyadır.
Gazze’deki 12.700 öğrenci hayatını kaybetmiş ve 785.000 çocuk eğitim alamamıştır. Bu durum, eğitim hakkının ihlali ve çocukların temel gelişim haklarının göz ardı edilmesidir. Çocuk haklarını koruma adına uluslararası sözleşmeler imzalanırken, çocukların ölümü, yerinden edilmesi, eğitim hakkının engellenmesi ve sağlık bakımından mahrum bırakılması, dünya çapında bu sözleşmeye taraf ülkelerin tutarsızlığını gözler önüne sermektedir.
Gazze’de yaşananlar, İsrail’in Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne verdiği sözleri yerine getirmediğini ve aksine, çocukları hedef alarak büyük bir suç işlemeye devam ettiğini açıkça Dünya’ya göstermektedir.
İsrail’in Gazze’ye yönelik sürdürdüğü saldırılar, yalnızca çocukların değil, ailelerin de büyük bir trajediyle yüzleşmesine neden oluyor. Bu saldırılar, bir yandan çocukların yaşamlarını hedef alırken, diğer yandan ailelerin yapısını ciddi şekilde tahrip ediyor. Gazze’deki saldırılar sonucunda 1369 Filistinli ailenin tamamı yok olmuştur. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sadece çocukları değil, aileleri de yok etmekte ve parçalamaktadır.
Bu, yalnızca bireylerin hayatlarını kaybetmesiyle kalmayıp, bu ailelerin soylarının da silinmesi anlamına gelir. Ailelerin yok oluşu, toplumsal yapıyı daha da zayıflatırken, Anne, baba ve kardeşlerinden koparılan çocuklar, kimsesiz bırakılarak ellerinden alınan tüm haklarıyla hayatta kalmaya çalışıyor.
Gazze’de yaşanan bu felaket, yalnızca çocukların hayallerini, umutlarını ve haklarını çalmakla kalmaz, bir halkın geleceğini çalmakta, insanlık onuruna yapılan bir saldırıyı da gözler önüne sermektedir. Ve bu acımasız gerçek, uluslararası toplumun gözleri önünde her geçen gün derinleşerek yaşanmaya devam ediyor.
Kaynak: Gazze Hükümeti Medya Ofisi
