Büyüyememek
Babanın meşruiyetini yitirmesi sadece çocuklukta saygı duyulan bir rol modelinin kayıplara karışması değil, ileriki hayatımızda akıl danışacağımız, bize rehberlik edecek bir âkil adamı da yitirmemiz anlamına geliyor. Bütün bir erkek kuşağında kimlik kaybına yol açabilecek, erkekleri yalnızlaştıran bir durum bu. Olgunluk ve sorumluluk da babayla birlikte yitip gidiyor.
Büyüyememek
Erişkin kişi ani tatmin, rahat ve heyecan peşinde koşmayan kişidir. Erişkin kişi hayatı bir biyografi ve gelecek ışığında tanzim eder. Kendisinden önce gelenlerin hayatını devam ettirir ve geleceği çocuklara miras bırakır. Hayatı sadece kendisi için yaşamaz. Erişkin kişi yaşın getireceği olgunluk ve sorumluluk hissini sahiplenir, böylelikle de kendisinden sonra gelen genç nesillere örnek teşkil eder.
Anne babalar çocukların hedonizmini taklit ediyor. Hayat günübirlik zevk ve eğlence için yaşanıyor. Böylece bir türlü büyüyemeyen, büyümek istemeyen insanlar zuhur ediyor. Hayatı sadece kendisi için yaşayan bireyler, narsisizm bayrağını toplumun burçlarına dikiyor.
Narsisizmden kurtularak, her birimizin diğeri için sorumluluk hissettiği bir ihtimam ahlakına dönebilir miyiz? Bunun için merhamet ve empatiyi, bebeklikten yaşlılığa kılavuz edinmemiz gerekiyor. Hayatı sadece kendimiz için yaşamıyoruz. ‘Dünyayı çocuklarımızdan ödünç aldık’ diyor bilge yerliler. Arzularımızı sınırlandırmayı ve bunları kültürel / ahlaki bir kod haline getirmeyi başarmamız gerekiyor. Böylece anne babalar çocuklarını narsistik bir biçimde kullanmayacak veya onları sırf kendi arzuları uğruna yalnız bırakmayacak ve ihmal etmeyeceklerdir.
Dikkat dikkat! Anne babasız büyüye(meye)n çocuk ve ergenler için, acilen, tam erişkin bireyler aranmaktadır!