‘Dijital Mahremiyet’ Aileleri Koruyor

İstanbul Aile Vakfı ile İstanbul Medeniyet Üniversitesi işbirliğinde “Ailelerin Dijital Mahremiyet Farkındalığının Güçlendirilmesi Eğitim Programı” paneli, 18 Temmuz Perşembe günü İstanbul Aile Vakfı merkez binasında düzenlendi. Birbirinden farklı konuların konuşulduğu eğitim programında ailede dijital mahremiyetin önemi vurgulandı.
Günümüzde dijital alan, bireylerin mahremiyetini korumanın giderek zorlaştığı bir ortam haline gelmiştir.
İstanbul Aile Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Arslan’ın açılış konuşmasını yaptığı panel saat 10.30’da başladı.
Dijital alan üzerine konuşan Arslan, “Günümüzde dijital alan, bireylerin mahremiyetini korumanın giderek zorlaştığı bir ortam haline gelmiştir. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, kişisel bilgilerimizin ve iletişimlerimizin çeşitli platformlarda kolayca paylaşılabilir hale gelmesi, mahremiyetin ihlal edilmesine zemin hazırlamaktadır. Özellikle sosyal medya, mobil uygulamalar ve çevrimiçi platformlar aracılığıyla paylaşılan bilgilerin kontrol edilmesi ve korunması giderek önem kazanmaktadır.” sözlerini kullandı.
Aile sorunun değil çözümün bir merkezi olmalı.
İstanbul Aile Vakfı Araştırma Merkezi Başkanı Turgay Şirin sözlerine “Aile meselesi milli meseledir ve milli bir mücadeledir. Basit bir konu değil bir beka meselesidir. Tüik verilerine göre Türkiye 20-30 yıl içersinde nüfusu 50 milyonlara düşme riski içerisinde olan bir ülke haline gelmiştir.” diyerek başladı.
“Artık günümüzde ebeveyn kaynaklı çocukların mağdur edilmesi söz konusu dijital çağda yeni karşılaştığımız risklerden biri. Bu sebeple ebeveynlerin bilinçlendirilmesi son derece önem arz ediyor.” ifadelerini kullanan Şirin “Ortam sanal, suç gerçek.” açıklamasında bulundu.
Çocuklarımızı bu bataklıktan ancak anne babalar kurtarabilir.
“Dijital Tehditler Karşısında Ailede Mahremiyet Eğitimi” hakkında konuşan M. Esat Altıntaş, “Çocuklarımızı bu bataklıktan ancak anne babalar kurtarabilir.” dedi.
“Mahremiyet eğitimi için “Çocuklara ve ergenlere cinselliğin, sonsuz bir özgürlük alanı olmadığını hem mahrem bir konu hem de sınırları olduğunu vurgulayan, cinsellik hakkındaki sorularına dinin ve ahlakın belirlediği çerçevede cevaplar üretmeye çalışan bir eğitimdir.” ifadelerini kullandı.
“Nasıl bir aile ortamı?” sorusuna cevap olarak:
•Ebeveyn-çocuk arasında açık, samimi, rahat, güvenli ve etkin bir iletişim
•Çocukların duygu ve düşüncelerine değer verme
•Kendilerini ifade etmelerine imkân verme
•Her koşulda desteklendiklerini ve kendilerine yardım edileceğini bilmeleri
•Koşulsuz sevgi, olarak dile getirdi.
Tıpkı ebeveynler gibi öğretmenlerin de sosyal mecraları kullanma biçimiyle rol model olma sorumluluğu vardır.
“Dijital Tehditler ve Mahremiyeti” konuşan M.Sami Baga, ” Çocukların dijital dünyada da denetlenmesi ve yetişkin gözetiminde olmaları önemlidir.” ifadelerini kullandı.
“Okul Ortamında Dijital Mahremiyet: İhlaller” başlığına da değinen M. Sami BAGA “Öğretmenlerin Dijital Mahremiyet Konusunda Örnekliğine” dikkat çekerek “Tıpkı ebeveynler gibi öğretmenlerin de sosyal mecraları kullanma biçimiyle rol model olma sorumluluğu vardır.” şeklinde konuştu.
Baga’nın değindiği diğer noktalarsa şunlardır:
“Dijital çağın fırsatları yanında risklerinin de farkında olmak gerekir.”
” Bu risklerin birçoğunun doğrudan çocukları ve aileyi hedef aldığı bilinmektedir.”
“Mahremiyet bir değer olarak alınmalı ve dijital dünyada da buna riayet edilmelidir.”
“Tek başına «iyi niyet» bizi dijital tehlikelere karşı korumaz.”
“Gerekli özen gösterilmezse, okul ve aile dahi çocuklar için mahremiyet ihlallerinin ve bunun sonucunda ortaya çıkacak risklerin kaynağı olabilir.”
Dijital oyunlar artık erkek değil kız çocuklarını da hedef almaktadır.
“Sosyal Medya ve Dijital Oyunlar” konusundan bahseden Ö. Kemal Buhari, ” Sosyal medyanın çevrim içi istismarda başrolü oynamasındaki sebep ise ergenlik dönemine giren çocukların cinsellikle ilgili konularda duydukları merakı, yaşadıkları utanç duygusundan ötürü gerçek hayattan ziyade internet üzerinden gidermeye yönelmeleridir. Zaman zaman “dijital yerliler” olarak da adlandırılan günümüz çocukları cinsellikle ilgili bilgileri, karşı cinsle irtibat kurma yollarını ve pornografik materyalleri internet üzerinden aramakta, internetin bu konularda hem “zengin” hem de ücretsiz bir kaynak oluşu onları bu yola sevk etmekte, cinsel kimliklerini bu şekilde inşa etmeye yönelmektedirler” ifadelerini kullandı.
Dijital oyunlar üzerine de açıklamada bulunan Buhari, “Dijital oyunlar önceleri daha çok erkek çocukların ilgi alanına ait olduysa da hâlâ bir “azınlık” olmakla beraber günümüzde kız çocukları da bu oyunlara yoğun ilgi göstermektedir. Hatta bazı yaklaşımlara göre kız oyuncuların sayısı o kadar artmıştır ki artık bir azınlıktan söz etmek mümkün görünmemektedir. Dolayısıyla dijital oyunlarda gerçekleştirilen istismar fiilleri sadece erkek çocuklarını değil artık kız çocuklarını da hedef almaktadır. Bir korunma stratejisi olarak kız çocuklarının bazıları cinsiyetlerini belli etmeyen rumuzlar seçerek oyunlara dâhil olurken bunu yapmayanların nispeten daha çok muhtelif istismar fiillerine maruz kaldığı gözlemlenmektedir. Bu istismarların bir kısmı, genellikle erkek oyuncuların gerçekleştirdiği cinsiyet veya performans temelli siber zorbalık eylemlerinden oluşmaktadır.” sözlerinde bulundu.
Magazin programları da televizyon işletmelerinin ve basılı medyanın lokomotif kazanç alanlarından birisi durumundadır.
“Televizyon Kaynaklı Mahremiyet İhlalleri” üzerine konuşan A. Burak Can, “Televizyonculuktaki temel özelliklere baktığımızda ticari olmanın önemli bir özellik olduğu görülmektedir. Televizyonculuk ticaridir ve televizyon aracılığındaki medyada ticari kaygılar söz konusudur. Dolayısıyla ticari fayda getirisinin, temel insan haklarından ve mahremiyet hakkından incelendiğinde birçok örneğe şahit olunmaktadır. Ticari başarı için izleyiciyi eğlendirme temel amaçlardan birisidir. Eğlendirme her zaman komedi ile değil, korku veya dram ile de olabilir.” diyerek ekledi.
Magazin programlarında mahremiyet ihlallerine değinen Can, “Magazin programları da televizyon işletmelerinin ve basılı medyanın lokomotif kazanç alanlarından birisi durumundadır. Ticari televizyon kanallarının hemen hemen hepsinde yer alan ve “magazin” adı verilen bu programların içeriğini ünlü isimlerin özel hayatları, evlilikleri, romantik ilişkileri, arkadaş ilişkileri, iş anlaşmaları, kazançları gibi konular oluşturmaktadır. Magazin programlarında mahremiyet ihlali ile kalınmamakta, elde edilen kazançlar ile özel hayatlar ticarileştirilmektedir. Bu programların öne çıkarılması ile; ünlü olmak isteyen kişilere mahremiyetini alenileştirme yolu gösterilmektedir. Bu programlarda ünlü isimlerin bazen onayları dahilinde bazen de onayları olmadan mahremiyetleri, özel yaşantıları ihlal edilmektedir.” sözlerini kullandı.
Çocukların %53’ü pornografik içeriğe maruz kalıyorlar
“Pornografi Siteleri Kaynaklı Mahremiyet İhlalleri” konusundan bahseden Melih Demirci, birçok ebeveynlerin %75’inin çocuklarının pornografiye maruz kalmadığına inandıklarını ancak çocukların %53’ünün aslında pornografik içeriğe maruz kaldığını ifade etti.
Maruz kalınan sebepler olarak “İnternet erişimi, Ebeveyn kontrolünün eksikliği, Merak ve bilgi arayışı, Arkadaş çevresi, Oyun ve Reklamlar” olduğunu belirten Demirci bu içeriklerin” anksiyete, depresyon, düşük benlik saygısı” gibi psikolojik etkileri olduğunu vurguladı.
“Ailelerin Dijital Mahremiyet Farkındalığının Güçlendirilmesi Eğitim Programı” Canlı Yayını