Nebevi Eğitim Metodu: Çocukların Fıtratına Dönüş

Eğitimci ve Aile Danışmanı Menşure Şuşoğlu “Çocuk Eğitiminde Nebevi Metod” adlı son kitabı üzerine İstanbul Aile Vakfı, Aile Gazetesi’ne röportaj verdi. Çocukların fıtratına ve ruhuna dokunmanın önemini vurgulayan Şuşoğlu, eğitimde nebevi yaklaşımların modern çağda nasıl uygulanabileceğini ve iletişimsizlik sorunlarının çocuklar üzerindeki etkisini bizlerle paylaştı.
“Bir Kitap Yazdığınız Zaman Okurun Evine, Zihnine ve Gönlüne Konuk Oluyorsunuz”
Menşure Hanım sizi tanıyabilir miyiz?
Sakarya’da doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Sakarya’da tamamladım. Daha sonraki eğitim hayatım 1999 depremi ve sonrasında İstanbul’da devam etti. Tabii, İstanbul ilmin, bilginin ve sevginin kaynağının bol olduğu bir yer. O rüzgarın, yani o depremin beni buraya sürüklemesi, hayatımda çok büyük bir avantaj oldu. Yolculuğum böyle başladı. Bu yolculuğun tek sebebi var; İnsana ve ruhuna dokunabilmek bunun için de eğitimci olmak gerekiyor; eğitimci olmadan insanın ruhuna dokunmak çok zor. Eğitim yolculuğuma başlamamın motivasyonu, eğitimciliğin verdiği bilgeliği sevmem ve bunun bana iyi gelmesi. Eğitimciler çok erdemli ve olgunlukları yüksek insanlar. Onların hayata sakin ve duru bakışları, çocukluğumdan itibaren beni etkiliyordu. Onun için bu yolculuğa çıkmış olabilirim.
Yazarlık serüveniniz nasıl başladı?
Bazı işlere karar verirsiniz ve yaparsınız. Bugün kek yapacağım dersiniz, yumurtayı çırparsınız, yaparsınız. Bugün şuraya gitmek istiyorum dersiniz, gidersiniz. Ama yazarlık böyle bir şey değil; arkasının dolu olması gerekiyor.
Yazarlık için, ya da bir şeyler yazmak için, çok okumak gerekiyor. Çok dinlemek ve az konuşmak gerekiyor. Bunlar olduğu zaman, insanın hayatı da okurken doluyor. İşte, yazarlık serüveni ben de böyle başladı diyebilirim. Bir kitap yazdığınız zaman, hiç bilmediğiniz yerlerde, hiç bilmediğiniz insanlara, hiç bilmediğiniz şekilde ulaşabiliyorsunuz. Onun evine, zihnine, kalbine, gönlüne konuk olabiliyorsunuz.
Çocuk kitaplarına yönelme motivasyonunuz neydi?
Çocuklarım, tabii ki. Onlara kitap okurken, kitabın içinde geçen bir pat sesinin bile çocuğu nasıl etkilediğini, hayal dünyasına nasıl girdiğini görmek beni çok etkiledi. Bir kitap, bir çocuğun ruh ve hayal dünyasında hiç tahmin etmediğiniz çok büyük kapılar açabiliyor. Benim motivasyonum tamamen buydu: çocukların dünyasına bir kelimeyle girmek ve orada kalmak.
“Çocuklar Temiz Fıtrata Sahiptir, Ancak Ebeveynin Yanlış Tutumları Çocuğun Fıtratını Zedeleyebilmektedir”
Yakın zamanda “Çocuk Eğitiminde Nebevi Metod” kitabınız yayınlandı. Bu kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz? İçeriğinden biraz bahsedebilir misiniz?
Yaklaşık, 17-18 yıldır çocuklar ve gençler için çeşitli alanlarda çalışmalar yürütüyoruz. Çocuk ve ebeveyn profillerini görüyoruz ve tanışma fırsatımız oluyor. Bazı çocukların zor duygularıyla baş edemediğini ve bu duygularla baş edebilmekte zorlandıklarını gözlemliyoruz. Dolayısıyla bazı durumlarda ebeveyn tutumlarının çocukları zor duygularla baş edememe haline sürüklediğini fark ediyoruz. Bunlar gözlemlendikçe hep zihinde birikiyor. “Ne yapabilirim ben bu konuda? Bu anneye, bu babaya nasıl yardımcı olabilirim? Ya da bu çocuğa nasıl yardımcı olabilirim?” Çünkü çocuğa ulaşmak için ebeveyne ulaşmak gerekiyor.
Çocuğu olumsuz ifadeyle tanımlayamayız; çünkü çocuk temiz fıtrata sahiptir. Ebeveynlerin ve etrafındakilerin hatalı tutumlar ile çocuğun fıtratı yaralanır ve çocuk ömür boyu o yarayı taşımak zorunda kalabilir.
Ben Nebevi Metotla çocuğu anlatmayı düşündüm. Kaynak taradım, ama kaynak yoktu. Kırk sene önce yazılmış bir kitap vardı; dili çok ağır, anlaşılması çok zordu. Bu konuda yayınlanmış makale var mı diye baktım. Yüz’ün üzerinde makale okudum. Bunların bir kaynakta toplanmasının faydalı olacağını düşündüm. Hal böyle olunca daha iştiyakla çalışıyorsunuz. Dolayısıyla bu çalışma yoğunlaştı tabii. Hadislerde çocuklarla alakalı neler söylendiğine ve Kur’an-ı Kerim’de neler geçtiğine dair ciddi bir araştırma yaptım. Bir besmele çekip başladım ve o şekilde ortaya çıktı diyebiliriz.
“Nebevi Eğitim, Fıtri Olandır”
Nebevi eğitim modeli kavramını nasıl tanımlıyorsunuz? Bu modelin günümüz modern eğitim anlayışına nasıl entegre edilebileceğini düşünüyorsunuz?
Tek cümle ile; Nebevi Eğitim fıtri olandır. Nebevi Eğitim Metodu demek: İnsanın, çocuğun fıtratına uyumlu, DNA’sına uyumlu, hiçbir ayrışma olmayan yani ruh dünyasıyla birebir örtüşen fıtri bir eğitim metodu diyebiliriz. Çünkü insanı yaratan Allah: İnsanın ahlakını, dünyasını, ahiretini güzelleştirmek için rehberini göndermiştir ve Peygamber Efendimiz (sav) yaşamda huzuru bulmanın yollarını muhteşem şekilde bize göstermiştir.
“Çocuk, Bizlere Nefsimizden Çıkıp İnsan Olmayı Öğretiyor”
Günümüz ebeveynleri, Nebevi eğitim modelini çocuklarıyla ilişkilerinde nasıl uygulayabilir?
Özellikle, kendi ilgisini ne çekiyorsa ya da çocuk neye ihtiyacı duyuyorsa o bölümle ya da o konuyla alakalı bir şeyi uygulayabilir. Birebir hepsi de uygulanabilir.
Günümüz ebeveynleri ile çocuklar arasındaki iletişim sorunlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Günümüz insanı kendi merkezinden çıkamıyor, anne de kendi merkezinden çıkamıyor. O kadar çok kendisiyle meşgul ki ebeveyn, kendi ekseninden çıkamadığı için evladını göremiyor. İletişimsizlik, iletişim problemlerini doğuruyor. Aslında çocuk, bizleri ben merkezinden çıkarıp insan olmayı öğretiyor.
“Ben nasıl Allah’a ulaşabilirim?” Çocukla ulaşabilirsin. Allah’a ulaşmanın birçok yolu var; çocuğa anne olarak ulaşabilirsin.
“Nasıl Allah’a yaklaşabilirim?” Çocukla yaklaşabilirsin.
“Nasıl ben merkezciliğinden kurtulabilirim?” Çocukla kurtulabilirsin. Çocuğunu eğiterek ben merkezci olmaktan çıkabilirsin.
Ancak günümüzde anneler bu merkezden çıkamıyor. Oradan çıkamadıkları için de iletişim kuramıyorlar. En temeldeki sorun bence bu.
“Anne Vatan Olursa, Çocuk Mutlaka Dönüp Dolaşıp Ona Gelecektir”
Dijital çağda çocuk eğitimi oldukça zor hale geldi. Nebevi metodun teknoloji çağında çocuk yetiştirme konusunda ailelere nasıl yol gösterebileceğini düşünüyorsunuz?
Tehlikeler artık çokça görünür olduğu için çocuk eğitimi bize çok zor geliyor; bu doğru, tehlikeler var ama geçmişte de tehlikeler vardı, sadece bu kadar görünür değildi. Bugün o tehlikeye bir de sosyal medya eklendi. Çocuklarını bir anne gerçekten severse, çocuğunun ayrı bir kişi olduğunu kabul ederse, çocuğunu anladığını ona hissettirirse ve ona güvenli bir ortam verirse, çocuk ona doğru akıyor, ona doğru geliyor. Evet, istenmeyen taraflara kaymalar olabilir, gidebilir ama gidip dolaşsa da geldiği yer yine vatanı olacaktır. O vatan da annesidir. Yani eğer anne vatan olursa, çocuk mutlaka ona dönüp dolaşıp gelecektir.
Son olarak okurlarınıza, annelere ve anne adaylarına neler söylemek istersiniz?
Hem kendi yeteneklerimizi hem de bize emanet edilen yavruların yeteneklerini ortaya çıkarma konusunda çok yorulmamıza gerek yok. Bunun için çok büyük çabalar sarf etmemize, çok kitap okumamıza gerek yok aslında. Doğru kaynaklardan, doğru bilgileri basit bir şekilde öğrendiğimizde, çok iyi anne, çok iyi öğretmen, çok iyi eğitimci olabiliriz. Allah, kendimizle buluşmayı ve bize kendisiyle buluşmak için gelen öğrencilerimize ve evlatlarımıza yardımcı olmayı hepimize nasip etsin.
Aile Gazetesi Editörü Gamze ANNAK